11 Aralık 2001 tarihinde Ankara’da dünyaya geldim. Annem ve babam Jeoloji Mühendisi olarak çalışmaktalar. Ailemizde var olan resim yeteneği sonucu ben de resim sanatına ilgi duymaya başladım. 5-6 yaşından beri resime ve sanat eserlerine merak salmaya başladım. Ayrıca 9 yaşından beri piyano çalıyorum. Müzik ve sanat benim için temel yaşam koşulları haline geldi. Ortaokuldaki resim öğretmenimle desen çalışmalarına başladık, bana küçük bir kişisel sergi açma olanağı vererek resim tutkumu ortaya çıkardı. Lisede Ankara Galerim Sanat Galerisi’nde çalışmaya başladım. Meral Öztürk hocam ile yol katettik. Pek çok yabancı ve yerli değerli sanatçılarla tanışma fırsatım oldu. Portfolyo çalışmalarımızı 1 yıla yakın boyunca devam ettirdik. Üniversitede Tıp bölümünü kazanarak İstanbul’a taşındım. Şu an İstanbul’da bir vakıf üniversitesinde burslu olarak Tıp Fakültesi 2.sınıfta eğitimime devam etmekteyim. Yağlı boya, karakalem ve suluboyada gelişim sağlayarak kendime ait bir mutluluk alanı oluşturdum. Eser üretimine halen devam etmekteyim. İstanbul Şişli’de ikamet etmekteyim.
Katıldığı Sergiler
Galerim Armada Sanat Galerisi Handan Çetin resim sergisi, Distopya 19 Ayla Aksoyoğlu resim sergisi, Ender Güzey resim ve heykel sergisi.
Sanatçı Manifestosu
Doğanın güzelliğini güneşin içinden görmeye çalışırım. Kirli şövalaler, yırtık kotlar giyip çalışmak güzeldir. 21.yüzyıl sanatı, Van Gogh, Rembrandt gibi sanatçıların tarzıyla yeniden şekillenmeye başladı bence. Doğayı mükemmel tasvir etmektense, bozuk bir göz, kırık bir merceğin yansımasından görmek asıl sanattır. Her çizgininin birbiri içinde kaybolması, sınırların belirsizliği, orada ne çizilmiş diye insanı meraka sürükler. Resme bakma isteğimiz artar. Kapalı kutu gibidir böyle çizimler. Özellikle yağlı boya, her yansımayı; her parıltıyı, tuvalden fışkırıp akacakmış gibi okyanuslar çizme olanağı sunar bizlere.
